16 Eylül 2013 Pazartesi

BENDE VİOLİN ÖĞRENMEK İSTİYORUM

Yine bir leyl, yine bir günün mütekerrir hitamındayım. Ve meczup okuyucum ;ben geldim yine saçmalardan seçmelerdeyim. Acayip yoğun ve karmaşalı zihin trafiğimde yazmak istediğim ama özenle cımbızladığım kelimelerimden gahlarını klavyemin yettiği parmaklarımın tahammül edeceği yere dek yazacağım. Birazcık resmi başladım galiba, öyleyse yine ben tıpkı da ben gibi samimi olmalıyım. Tamam şimdi baştan alıyorum.Hayırlı geceler...Selam ve muhabbetlerimi sevdiklerime ve sevenlerime acilen ve hasretle sunarım. Yok böylede olmadı bea..Mektup tarzında oldu bu seferde..Neyse ben geveleyeceklerimi unutmadan şöyle girişgah yapayım gönülgahlara.
Ben  tek bir günde sinirin en zirvesine onlarca kez asansörsüz çıkıp, ışık hızından daha hızlı bir şekilde kahkahanın ta dibine vuran ender seçmelerdenim. Güne nasıl uyandığımın bile farkına varmadan kendimi uygun fiyata aldığım cevizleri günlük gazetenin üstünde ta ta seneler önce sıcak çermikten özenle bulup cukka yaptığım taşla kırarken buldum. Daha gözbebelerim ayılmamış ben sabah 8:00 tak tak ceviz kırıyorum. Bugün benim küçük aşkımın anaokulunda ilk günü. Her bişiyini ikmal etsem de bir ki ufak tefek koyacaklarım var, maşallah üniversite ihtiyaç listesi misali listeye.. Ulan ne zormuş,bir çocuğu anaokuluna yollamak. Şimdiden tırstım yahu..İlk amacım kendime daha fazla vakit ayırmakken nahta böyle bir şey yapamayacağım aklıma gelmedi. Ama ben yılmam ,hele az zaman geçsin böyle olacak..Ha o eski zamanların gamsız Cahide' si olamam artık da ama çok gamlı da olmam.Sıkılırım bea. Düşünüyorum da bazı gerçekleri insan görmemeli duymamalı, hatta görmezlikten gelmeli. Ki mutlu olmak üç maymunu oynamaktan geçiyormuş. Şimdi aklıma geldi tam da bugün Şemsicim ben bişi sorunca görmedim, duymadım ,bilmiyorum deyince yapıştırdım espriyi -Bana üç  maymunu oynama, yemem!   :)) Ben kaçırmam arkadaş patlatacan fırsatını bulduğunda, ha seyircin az olsa da ,azı beğenmeyen çoğu bulamaz..
Bugün bir babanın Eyyüp peygamber sabrına tanıklık ederken , ben çıldırmalardaydım  neredeyse. Küçük ama boğaz deliği doksanlık burguyla delinmiş kız babasına çok meşakkatli anlar yaşattı. Bilemiyorum ben pek alışık değilim böylesi sabırdan ibaret insanlara,esasen bana göre de pek fazla rahattı baba, ama işte baba bulunmuş bir yerde. Yok bu deyim iskele babası sayılan babalara denirdi demi..Neyse dedim ya geveliycem diye, bak sıkılmak yok baştan anlaştık, Öyle löm löm konuşmayalım aramızda buda ne diyor ki diye, ben hissederim ve küserim, mektubumu da keserim...Hakikaten saçmalıyorum.Bulmuşum sadık bir dinleyen bırakır mıyım,ama var ya ben şimdiye dek beleş psikolog kıvamında iyi bir dinleyici ve motivisttim. Ama madalyonun öbür yüzünü hiç göremedim ben. Ben de artık vazgeçtim abi. Güzin ablaya ortaklık teklif edecektim o gidişle..
Daha ilk denemem ama ben bilmem kaç kez tekrarlamışım ve hep aynı menfi cevabı almışım gibi bir yılgınlık bir karamsarlık peydah oldu bende. Yahu alışmışım ya hep iyi telkinlere iç sesimle aynısını kendime de yapıyorum, ya sıkma canını,bir gün mutlak olacak,hemen pes etme, acele de etme, bozma asabatını..IIh dediysemde anlamadı oyun bozan bilinç altı şaklabanım. Durdu durdu yineledi :bak olmaadı  gördün mü,olmayacak nasılda bozuldun dimi!diyerek pis pis sırıttı lakaytça.

      Bir iç çekmesi nasıl da rahatlatırmış insanı, valla okudum bir yerde. Mümkün oldukça iç çekin. Hani genelde  ağlamaktan bitap düşmüşken çekeriz ya nasılda iyi gelir. Bende öyle iç çektim çekemeyeceklerime ve çektiklerime. Yaptıklarıma ve yapamadıklarıma kallavi bir iç çektim ahhhh ulen gençlik dedim..Sonra baktım etrafta benden başka gaf yok Nasreddin hocanın o meşhur lafı geldi alnımın şafağına şakladı...
Ben çok haset bir şahsiyet olma yolundayım, üzgünüm ama öyle. Nerde iyi bir şeyler yapılıyor ,icra ediliyor ben kıskançlığımdan kuduruyorum. Deki peki sen napıyosun armut mu topluyosun. Yok valla bu sene kayısı, vişne, erik, ceviz, domates, çilek, elma topladım da armut yoktu...Pekte yüzsüz olmuşum ben bea..Ama Bryson Andres'ın keman çalmasına hastayım gerçi o çalmıyor resmen kemanı öttürüyor.









Alıcağım bir keman çalamasamda gıy gıy eder dururum. Olsun içimde kalmasın..Müzik kulağım bozulsun feda olsun diyenler el kaldırsın gelemde bir kuple bişi çalam, zahmet olmaz yaaa aman be lafı olmaz...Bana pek güvende  olmaz, bakmışsın süper çalarmışım vivaldi summer, dört mevsim falan, şişinirmişim , gel çal lutfen denilip bu gün bu yazım hatırlatıldığında ay çokta işim var, Farid Farjedle bugün konserim var dermişim. Vala derim beklenir benden...Bak yine dedikodu yapıyorum benim öteki geldi bu saatte, hadi tıpış yavrum sen git yat uyu bebeğim ....
Bir insan bile isteye üzüleceğini adı gibi bildiği bir olmaz olası hakikati oturur da izler mi..İzler onun adı Cahide ise izler. Sonrada o vahşetten derin dehşete düşer ..Kürtaj..Anladınız  sizde dimi. Diyecek tek bir laf var geri dönülmez bir hata....
Renkli olmak hem çok eğlenceli hemde yorucu, en çok benle takılan kazançlı. Oh ne ala kafa patlat kelime cımbızla, uğraş düşün Cemile yılmaz ol iki dakikada keyfini sefasını Şemsi, Fatma, Çiğdem................sürsün..Neyse bakalım bir on seneye belki onlarda bana yetişirler...Anlatıcak çok şeyim var da,zamanım kalmadı. Hadi ben fıtı fıtı gideyim......
                                                                Cahide Sarıgül