2 Haziran 2020 Salı

Hepimiz Katiliz

Tanıştığım, yeni tanıdığım herkese sorarım "neler yapıyorsun" aldığım cevap ürkütür beni "vakit öldürüyorum"  şaşırırım, üzülürüm, "nasıl yani" diye sorarım. "İşte arkadaşlarla kafe de takılıyoruz, sosyal medya da geziniyorum, arkadaşlarla okey atıyoruz, kart mart işte o tarz oyunlar oynuyoruz" "ya kitap" derim "okuyor musun" , "yok ya ben kitap okumayı sevmiyorum, okuyamıyorum daha doğrusu". Anlayamıyorum gerçekten insan deneyimlemediği bir şey hakkında nasıl bu kadar emin konuşur. Yıllar önce bir kitap okumuş meseleyi kapatmıştır. Başlamıştır her mevzuyu ezberden konuşmaya. Başkasından duyduklarını kendi öğrenmiş gibi anlatmaya. Bu da bir meziyet tabii duyduklarını anlatabilmek lakin kendine has bir düşünce yapın olmuyor böylelikle. Oysa okuduğun her kitap (hepsi için geçerli değil) sende farklı dünyaların kapısını aralıyor. Hayal gücünü geliştiriyor. Konuşmanı bile etkiliyor. Akıcı, hoş bir konuşma üslubu kazanıyorsun. Yeni bilgiler ediniyorsun. Vaktini en iyi şekilde değerlendirmiş oluyorsun. Şimdi bu saydıklarım az şey mi? Hem en ucuz hobi, zahmetsiz, yaslan arkana aç bir kitabı başla okumaya. Hatta entrümental bir müzik eşlik etsin sana. Ha öyle gözün okurken beyninle başka dünyalara falan gitme. Ne anlamı kalır o zaman ha öylesine kitap okumuşsun ha arkadaşına "dostlar kitap okuyorken görsün "pozu  vermişsin. Sormazlar mı"e ne anlatıyor bu kitap" kalırsın öylece dutu kargalar tarafından kaçırılmış bülbül gibi sessiz. En ucuz hobi lafıma belki tepki göstereceksin, öyle tabii. Elinde akıllı telefonu olmayan yok bu devirde. İnternetin de var eminim. Whatsapp ta saatlerce konuşursun da,
film de izlersin, oyun da oynarsın. İstediğin kitabı telefonuna indirip  okuyabilirsin. Al sana sıfır kuruşa mal oldu. Bilmiyorum deme, o telefonun her özelliğini bilen sen bunu mu bilmeycen. İnsan kurcalarken falan öğreniyor. Yok bir bahanen değil mi?"Yaz o zaman diyorum" madem okumayı sevmiyorsun. "yanımda defterim kalemim yok "diyor. Var ulan var telefonunda not defterin var, worl'dün var, whatsapp'ın var, facebook'un var. Yaz face' de kapat herkese. 
 Sana günde bir kitap oku demiyorum, on sayfa oku, ama günlük oku. Alışınca , kitap seni sarınca zaten sen artıracaksın sayfa sayısını. 
Her şey mevcut, ama her şeye bir bahanen var. Hele vakit öldürüyorum diyorsun ya seni acımasız katil. Vakit öldürülmek için değil değerlendirilmek için verilmiş bir nimet. Düşünsene paralı olsaydı ya, mesela uyku için yedi saatten sonrası elli tl olsaydı. Uyur muydun acaba yediden fazlasını. az daha uyuyayım anne diye mızmızlanırmıydın? Gerçi senin borcunu başkasının ödeyeceğini bilsen uyurdun. Ama bir yere kadar. Hayal et gelmişsin elli yalşına birikmiş uyku borcun var. Ya ödeyecen ya uykusuzluk yaşıycen uyuduğun zaman kadar  :)
olamaz mı bence olabilir, kim derdi ki öyle  sokaklarda fink fink gezerken seni, o koltukların bir gün nerdeyse doğuracak kadar taşıdığını. Bak evdesin, o öldürdüğün vaktin de şimdi gayet canlı , bol, kır dizini de al bir kitap okumaya başla lütfen. Ne kaybedersin ha bir dene. Emin ol çok seveceksin, sevmezsen ben seninn için sesli kitap okuması da yaparım kanalımda. Ama sonunu sen okuyacaksan şart sunarım. Hadi var mısın bugünden itibaren yeni bir sayfa açmaya? Bence sen yaparsın, sadece ne istediğini bilmiyorsun, hatta km olduğunu da. Öncelikle bir defter yahut ajanda edin, sonra kendini anlatmaya başla kendine. Ben aslında kimim diye başlasın ilk cümlen. Dürüst ol fakat, olmak istediğin kişiyi değil olduğun kişiyi yaz. Her şeyini yaz, sevdiğin renkten tuttuğun takıma, nefret etiğin yemekten en sevdiğin renge kadar. Sonra otur ve salim kafayla yazdıklarını oku. Kendine güvenin gelecek, gerçek kimliğini göreceksin. Bunu daha sonra diğer aile bireylerine de yaptır. Sonra değiş tokuş yapın aranızda. Birbirinizi tanıyacaksınız, en çok lazım olanın da bu olduğunu göreceksin.
Tüm samimiyetimle söylüyorum ben corona bitecekte eski düzenime döneceğim diye korkuyorum. Hastalık anlamında değil yanlış anlamayın.  Programlar düzenleyeceğim, bugün şu arkadaşımı çağırayım, yarın ben bu arkadaşıma gideyim falan falan. Öyle olunca yapmak istediklerim yine bir köşede bekleyecek. Beynim beni rahat bırakacak mı peki?Asla ve asla. Gittiğim her yerde ya da kabul ettiğim her misafirde içten içten vicdanımla birlikte kemirecek içimi. Bana yirmi dört saat yetmiyor. Zaten uykuya ayırdığım saat belli. Az uyusam gözlerim pert, bedenim yorgunluğunu atamıyor. Geriye kalan saatlerde kişisel ihtiyaçlar, temizlik, yeme içme yanında keyif saati. Eee sonraya ne kalıyor? Biraz kafayı dinlemece ki en gerekli olan, arada dinlemeli , benim kafa ne diyor, yerinde mi, hala benle mi, ne gibi değişiklikler olmuş. Biraz kitap oku, biraz yaz, biraz spor, biraz kedilerinle ilgilen, küçük kıza vakit ayır, onunla sohbet et film izle, biraz hobilerine vakit ayır. Sevdiklerinle konuş, mesajlarına karşılık ver. Bahçenle ilgilen. Ahanda bitti yirmi dört saat. Vurmuş yine gecenin ikisini. Yani vakit öldürmek büyük günah. Hiç bir anın geri dönmediğini düşünürsek bu israf neden, bu salmışlık bu amaannn dacılık niye? Yapmayalım arkadaşlar, çok fazla zamanımız kalmadı zaten, aleyhimize işliyor her saniye. Bugününüz belli değil, yarını hiç saymıyorum. İşte o altın vakit şimdi içinde olduğun vakit.  Yaz, çiz, oku, boyama yap, yeni bir dil öğren, hayat hikayeni yaz en azından, ibadetini yap, sporunu yap. İnan bir çok şeyi bir arada yapabilecek gücün var. Biliyorum mutsuzsun, istediğin bir hayatı yaşamıyorsun, şunu da unutma kimse sana senin istediğin hayatı sunmayacak. Hayır annen de baban da abin ablan da bir yere kadar. Sen çaba sarf edeceksin her şey için. Kendini geliştirmeye bak, her gün yeni bir bilgi öğren, ve anlat çevrene. Ne kadar zevkli olduğunu anlayacaksın. Öğrendikçe hayata bakış açın değişecek. Susmayacaksın önceden sustuklarına, görmezden gelmeyeceksin hiç bir şeyi. Çok şey değişecek hayatında inan bana. Kaç yaşında olursan ol her şey için erken, hiç bir şey için geç değil. Hadi bugünden itibaren önce kendi anketini doldurmaya başla, sonra da onu okuyup gerçekte kim olduğunu ve ne istediğini öğrenip düşün taşın. Bak ben bunları yazarken dünya kadar vakit geçti. Eğer içinizden birine bir faydam dokunduysa vaktimi öldürmemiş olurum. Ne mutlu o zaman bana....